Makber Hangi Akıma Ait ?

Zirve

New member
Makber Hangi Akıma Aittir?

Giriş

Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Abdülhak Hamit Tarhan, "Makber" adlı eseriyle, edebiyat dünyasında derin izler bırakmıştır. Eser, hem içerik hem de biçimsel özellikleriyle döneminin ötesine geçerek, farklı edebi akımlara dair izler taşır. Makber, özellikle bireysel bir melankoli ve derin bir aşk temasıyla ön plana çıkar. Ancak bu temalar ve biçimsel özellikler, eserin hangi edebi akıma ait olduğunu anlamak için daha geniş bir perspektiften değerlendirilmelidir. Bu makalede, "Makber" şiirinin ait olduğu edebi akımları ve bu akımların eserin yapısına etkilerini tartışacağız.

Makber ve Abdülhak Hamit Tarhan'ın Edebî Kimliği

Abdülhak Hamit Tarhan, Tanzimat ve Servet-i Fünun edebiyatının ardından gelen, Fecr-i Ati ve sonrasında da Cumhuriyet dönemi edebiyatına da önemli katkılarda bulunan bir şair ve yazardır. Hamit, özellikle bireysel duyguların derinliğini vurgulayan şiirleriyle tanınır. Şairin eserleri, Türk edebiyatının modernleşme sürecinde köklü değişimlere sahne olmuştur. "Makber" adlı şiir de, bu modernleşme sürecinin izlerini taşıyan ve dönemin önemli akımlarına yanıt veren bir metin olarak öne çıkar.

Makber’in Edebî Akımlarla İlişkisi

"Makber", özellikle **romantizm** ve **sembolizm** akımlarının izlerini taşır. Bu akımlar, şiirin genel yapısını, kullanılan dil ve anlatım biçimlerini etkileyerek eserin kendine has bir atmosfer yaratmasına olanak tanımıştır. Şimdi, bu akımların eserde nasıl yer bulduğunu inceleyelim.

Romantizm ve Makber

Romantizm, 18. yüzyılın sonlarından itibaren Batı edebiyatında önemli bir akım olarak ortaya çıkmıştır. Bu akım, bireysel duyguların, hayal gücünün ve doğa ile insan arasındaki mistik bağın ön planda olduğu bir anlayışa dayanır. Romantizmde bireyin içsel dünyası ve kişisel dramı, sanatın merkezine yerleşir. Abdülhak Hamit Tarhan'ın "Makber" adlı eserinde de bu romantik özellikleri görmek mümkündür. Şiir, şairin derin kişisel duygularını ve içsel acısını dile getirdiği bir metin olarak romantizmin izlerini taşır. Şair, kaybettiği bir yakınını anarken, duyduğu acıyı ve melankoliyi etkileyici bir şekilde tasvir eder.

Şiirin ilk bölümünde, şairin sevgiliye duyduğu derin acı ve sevda temasının vurgulandığına tanık olunur. Burada ölüm ve kayıp, insanın varoluşsal yalnızlığını simgeler ve bu bağlamda romantizm akımının etkileri kendini gösterir. Özellikle ölüm temasının işlenişi, romantizmin bireysel acıya, ölümün evrensel bir gerçeklik olarak ele alınmasına verdiği önemin bir yansımasıdır.

Sembolizm ve Makber

Sembolizm, 19. yüzyılın sonlarına doğru edebiyat dünyasında yer edinmeye başlamış ve özellikle Fransız edebiyatında güçlü bir temsil bulmuştur. Sembolizm, doğrudan anlatım yerine semboller ve imgeler kullanarak duyguları ifade etme eğilimindedir. Abdülhak Hamit Tarhan’ın "Makber" şiirinde de sembolizmin etkisi belirgindir. Şair, yalnızca kelimelerle değil, aynı zamanda kullanılan sembollerle de okuyucuya bir duygu dünyası sunar.

Makber’de kullanılan imgeler, şairin içsel dünyasına dair ipuçları verir. Örneğin, ölüm ve ayrılık teması, şairin duygusal dünyasında derin bir iz bırakır ve bu iz sembolik bir dil aracılığıyla aktarılır. Şiirin her dizesi, bir sembol ya da imgeyle şekillenir. Bu imgeler, bireysel acı ve kaybı anlatırken aynı zamanda evrensel bir anlam taşır. Dolayısıyla, eserdeki sembolist yaklaşım, şairin yaşadığı acıyı yalnızca kişisel bir deneyim olarak değil, her okuyucunun farklı bir biçimde hissedebileceği, evrensel bir anlamda sunar.

Makber ve Aşkın Teması

Aşk, özellikle romantizm akımında, sıklıkla işlenen bir tema olmuştur. Ancak "Makber", aşkı ve kaybı yalnızca bir bireysel duygu olarak ele almakla kalmaz, aynı zamanda aşkın bir sonu, bir tükenişi olarak da gösterir. Bu tükeniş, ölümle noktalanan bir aşkın acısını ve bireysel yalnızlığı sembolize eder. Şiir, bir tür "aşkın ölümünü" anlatırken, romantizmin idealize edilmiş aşk anlayışından sapar ve daha gerçekçi bir yaklaşım sergiler. Bu da eseri daha çok sembolizmin bir yansıması olarak değerlendirmemizi sağlar.

Makber’in Tematik Derinliği ve Modernleşen Edebiyat

"Makber", yalnızca edebi akımların izlerini taşımakla kalmaz, aynı zamanda dönemin modernleşen Türk edebiyatının bir yansımasıdır. Abdülhak Hamit Tarhan, özellikle bireysel duyguları ve insan ruhunun derinliklerini keşfetmekteki başarısı ile tanınır. "Makber"de, insanın varoluşsal sorgulaması, acı, aşk ve ölüm temaları derinlemesine işlenmiştir. Bu temalar, şiirin hem biçimsel hem de içeriksel olarak çağdaş bir edebi dil oluşturmasına olanak tanımıştır.

Modernleşme süreci, Türk edebiyatında bireyin iç dünyasına, bireysel deneyimlere ve bireysel duygulara daha fazla yer verilmesini sağlamıştır. Abdülhak Hamit Tarhan, "Makber"de bu modern anlayışı derinlemesine işlerken, hem romantizm hem de sembolizm akımlarının izlerini taşıyan bir şiir dili oluşturmuştur. Bu da eserin, dönemin ötesinde bir konumda yer almasına olanak tanımıştır.

Makber ve Edebiyat Tarihindeki Yeri

"Makber", edebiyat tarihindeki önemli yerini, hem içerik hem de biçim açısından kazandığı büyük yeniliklerle almıştır. Eserin, yalnızca romantizm ve sembolizm gibi Batı edebiyat akımlarından izler taşıması değil, aynı zamanda Türk edebiyatındaki modernleşme sürecine katkıda bulunması da önemli bir özellik olarak öne çıkar. Abdülhak Hamit Tarhan, kişisel duyguları evrensel bir dil ile aktarırken, şiirlerinde hem bireysel hem de toplumsal bir anlam arayışı içindedir.

Sonuç olarak, "Makber" adlı eser, Türk edebiyatında önemli bir yer tutan ve Batı edebiyatının akımlarından etkilenmiş bir metin olarak, hem romantizm hem de sembolizm akımlarının etkisiyle şekillenmiş bir yapıya sahiptir. Şiir, insan ruhunun derinliklerine inmeyi başaran ve edebiyat tarihindeki yerini sağlamlaştıran bir eser olarak, günümüze kadar önemini korumuştur.