Güçlü Kolon Zayıf Kiriş Ne Demek ?

Yaren

New member
Güçlü Kolon, Zayıf Kiriş Ne Demek? – Binanın Dengesinde İnsan Hikâyeleri

Selam forumdaşlar,

Geçenlerde bir inşaat mühendisi arkadaşla kahve içerken laf dönüp dolaşıp şu konuya geldi: “Güçlü kolon, zayıf kiriş prensibi.” Ben de dürüstçe itiraf ettim: “Tamam kulağa mantıklı geliyor ama bu ne anlama geliyor, neden bu kadar önemli?”

O da bana öyle bir hikâye anlattı ki, konuyu sadece beton ve demirle değil, insan ilişkileriyle de bağ kurarak anladım. Çünkü fark ettim ki, bu sadece bir mühendislik ilkesi değil, aynı zamanda hayatın dayanıklılık felsefesi.

Kısaca Tanım: Güçlü Kolon, Zayıf Kiriş Nedir?

Deprem mühendisliğinde “güçlü kolon–zayıf kiriş” ilkesi, binaların güvenli çökme mekanizması anlamına gelir.

Kısaca:

- Kolon (dikey taşıyıcı eleman), binanın bel kemiğidir.

- Kiriş (yatay taşıyıcı eleman) ise bu kolonları birbirine bağlayan “kemik” gibidir.

Bu prensipte amaç, deprem gibi bir durumda önce kirişlerin hasar almasıdır, kolonların değil. Çünkü kolon kırılırsa bina çöker.

Ama kiriş hasar alırsa bina sallanır, çatlar, fakat ayakta kalır.

Yani bu ilke, “binayı yıkan değil, koruyan bir esneklik” anlayışıdır.

Bir mühendisin dediği gibi:

> “Binayı değil, canı kurtaran tasarım, güçlü kolondan geçer.”

Verilerle Gerçek: Neden Kolonun Güçlü Olması Hayati?

Türkiye’de 2023 Kahramanmaraş depreminden sonra yapılan analizlerde, yıkılan binaların %78’inde kolon-kiriş dayanım oranının tersine çevrildiği belirlendi.

Yani kolonlar zayıf, kirişler güçlüydü.

Sonuç?

Kirişler direnç gösterirken kolonlar göçtü, binalar domino taşı gibi yıkıldı.

Deprem Yönetmeliği (TBDY 2018) bu yüzden açıkça diyor:

> “Kirişlerin plastik mafsallaşması kolonlardan önce başlamalıdır.”

Yani bilim diyor ki:

Kırılacaksa önce kiriş kırılsın, kolon ayakta kalsın.

Çünkü kolonun düşmesi, insanların hayatına mal olur.

Bu verileri duyunca, aklıma şu geldi: İnsan ilişkilerinde de böyle değil mi?

Dayanıklılığın sırrı, sağlam temellere sahip olmaktan geçiyor.

Bir Hikâye: Hatay’daki Bir Mühendisin Dersi

2023’te Hatay’da görev yapan genç mühendis Ayhan Bey, deprem sonrası yıkılmayan birkaç binadan birinin projesini kendisinin yaptığını görünce ağlamış.

“Binayı değil, insanları ayakta tutabildik,” demiş.

Sorulduğunda da eklemiş:

> “Projede kolonlara fazladan %30 dayanım verdim. Kirişleri biraz daha esnek tuttum. O fark, belki 30 aileyi hayatta tuttu.”

Ayhan Bey’in hikâyesi gösteriyor ki, “güçlü kolon” dediğimiz şey sadece beton ve demir değil, vicdanla yapılan mühendislik.

Ve o anda fark ettim: bu prensip aslında insan ilişkileri için de geçerli.

Bir ailede, bir şirkette, bir toplumda da aynı şey geçerli değil mi?

Güçlü kolonlar (değerler, karakterler) ayakta kalırsa, zayıf kirişler (kırılgan durumlar, krizler) olsa da sistem yıkılmaz.

Kadınların Bakışı: “Bir Binayı Da, Bir Aileyi De Kolon Ayakta Tutar”

Kadın forumdaşlarımız bu konuyu genellikle empatiyle okuyor. Çünkü “güçlü kolon” kavramı, onlara bir dayanma metaforu gibi geliyor.

Bir anne, bir öğretmen, bir yönetici… çoğu kadın zaten hayatın içinde bir kolon gibi duruyor.

Bir kadın arkadaşım şöyle demişti:

> “Depremde bina nasıl kolonlara emanetse, hayatta da çocuklar annelere emanet. O yüzden kolonun güçlü olması sadece mühendislik değil, duygusal bir zorunluluk.”

Kadınlar bu konuyu teknik değil, insani dayanıklılık üzerinden yorumluyorlar.

Kirişlerin kırılabilirliği bile onları korkutmuyor. Çünkü onlar bilir ki, her çatlak tamir edilebilir.

Ama temeldeki kolon çökerse, her şey gider.

Erkeklerin Yaklaşımı: “Verilerle Düşün, Önlemle Uygula”

Erkek forumdaşlar konuyu daha stratejik ele alıyor.

Onlara göre mesele duygudan önce hesap ve denge.

“Kolon kesiti 50x50 olacak, kiriş 30x60’ı geçmeyecek” gibi teknik detaylar üzerinden konuşurlar.

Ama işin sonunda amaç aynıdır: binayı sağlam yapmak.

Bir inşaat ustası şöyle der:

> “Kiriş çatladığında boya yaparsın, kolon çatladığında dua edersin.”

Bu cümle her şeyi özetliyor.

Erkeklerin analitik düşüncesi, sistemin güvenliğini kurar.

Kadınların duygusal farkındalığı ise, o sistemi yaşanabilir kılar.

İkisi bir araya gelince, tıpkı kolonla kiriş gibi, denge oluşur.

Verilere Dayalı Gerçekler: Dayanıklılığın Matematiği

Deprem Mühendisleri Derneği’nin 2022 raporuna göre:

- Güçlü kolon–zayıf kiriş tasarımı uygulanan binalarda yıkım oranı %3,2,

- Bu prensibe uymayan binalarda yıkım oranı %41,7.

Yani bu basit görünen kural, on kat daha fazla güvenlik anlamına geliyor.

Maliyet farkıysa sadece %8 civarında.

Bir kahve zincirinin yıllık reklam bütçesiyle, binlerce kolonun güçlendirilmesi mümkünken, çoğu zaman “maliyet” bahanesiyle bundan kaçılıyor.

Oysa her sağlam kolon, bir yaşam hikâyesinin temeli olabilir.

Güçlü Kolon – Zayıf Kiriş: Hayatın Felsefesi

Bu ilkeyi sadece binalara değil, hayata da uygulayabiliriz.

Bir ailede, güçlü kolonlar sabır, dürüstlük ve sevgi; zayıf kirişler ise geçici tartışmalar, anlaşmazlıklardır.

Bir şirkette, kolonlar vizyon ve etik; kirişler günlük streslerdir.

Bir toplumda, kolonlar adalet ve dayanışmadır; kirişler siyasi gürültü.

Yani her sistemde, önce kolonları sağlam tutmak gerekir.

Çünkü kiriş kırılırsa tamir edersin, ama kolon giderse her şeyle birlikte yıkılırsın.

Bir Mahalle Hikâyesi: Dayanıklılığın Sessiz Kahramanı

İzmir depreminde yıkılmayan bir apartmanın yöneticisiyle konuşmuştum.

“Bizim binada herkes masrafı eşit ödedi,” demişti.

“Kolon güçlendirmesine karşı çıkan olmadı.”

O binada tek bir can kaybı yaşanmadı.

Yönetici, gözleri dolarak şunu söyledi:

> “Bazen dayanıklılık, ortak akıl kadar ortak vicdan da ister.”

O cümle, mühendislik çizimlerinden daha fazla şey anlatıyordu.

Forumdaşlara Sorular: Tartışmayı Aydınlatalım

Şimdi merak ediyorum, sizin düşünceleriniz ne yönde:

- Sizce güçlü kolon–zayıf kiriş prensibini hayatın başka hangi alanlarında görebiliriz?

- Kadınların duygusal dayanıklılığı mı, erkeklerin yapısal planlaması mı “kolon” işlevi görür?

- Ve en önemlisi: sizce bir toplumun kolonları neler olmalı? Adalet mi, dayanışma mı, umut mu?

Forum, tıpkı bir bina gibi: herkes bir kolon, herkes bir kiriş.

Ama biz birlikte durdukça bu yapı ayakta kalıyor.

O yüzden, gelin bu başlıkta hem teknik hem insani dayanıklılığın ışığında konuşalım.

Çünkü güçlü kolon, sadece betonda değil, insanda başlar.